TRAFİK KAZALARINDA KAZANÇ KAYBI
Trafik kazaları can ve mal kaybı doğrudan zararlara yol açtığı gibi, kazanç kaybı gibi dolaylı sayılabilecek zararlarda doğurmaktadır. Bu zararların tazmini sigorta şirketlerince yapılmamakta ve hak kaybına sebep olmaktadır. Yargıtayda bu konuda trafik kazasında kazanç kaybı davalarında, sigortaların sorumlu olmayacağı yönünde kararlar vermektedir. Kazanç kayıplarının muhatabı kazaya karışan diğer aracın işleteni ve sürücüsü olmaktadır.İşte bu gibi durumlarda trafik kazasında kazanç kaybının tazmininin nasıl olacağı akıllara gelmektedir. TRAFİK KAZALARINDA KAZANÇ KAYBI
TRAFİK KAZALARINDA KAZANÇ KAYBI OLARAK NELER TALEP EDİLEBİLİR?
Kazanç kaybı değer kaybı gibi, kesin olarak belirlenmesi mümkün olmayan bir değerdir. Kaza sonrasında kazayla illiyet bağı mevcut olan ve bu sebeple ortaya çıkan zararlar kazanç kaybı olarak değerlendirebilecek kalemler arasına dahil edilebilir. Aracın çalışmaması sebebiyle yolcu ücretinden mahrum kalınması, çalışmayan araç sebebiyle sözleşmeye bağlı cezai ödemeler, çalışmadığı sürece kiralanan başka bir araca ödenen kira bedeli, aracın olmaması sebebiyle ödenen taksi veya ulaşım ücretleri vs. gibi kazanç kaybı örnekleri vermek mümkündür.
TRAFİK KAZALARINDA KAZANÇ KAYBINI KİMLER İSTEYEBİLİR?
Trafik kazalarında kazanç kaybını talep edebilecek kişiler, kazaya uğramış motorlu araç ile ticari faaliyette bulunan kimselerdir. Trafik kazası sonrasında ticari faaliyeti sekteye uğrayan kişi, bu sebeple uğramış olduğu zararını talep edebilecektir. Motorlu taşıtla ticari faaliyette bulunan kişiler, kurye, kargo şirketleri, rent a car işi yapanlar vs. bu kapsamda ticari faaliyette kazanç kaybına uğrayacak kimseler olarak örnek verilebilir. TRAFİK KAZALARINDA KAZANÇ KAYBI
KAZANÇ KAYBININ BELİRLENMESİ
Trafik kazaları sonrasında ortaya çıkan kazanç kayıpları sigorta şirketlerinden talep edilemediğinden, bu konuda işleten ve sürücüye dava açılması gerekecektir. Bu davayla birlikte, kaza sonrası ortaya çıkan kazanç kaybının belirlenmesi yapılacaktır. Bu belirleme yapılırken, aracın ticari bir araç olduğunun veya ticari amaçlarla kullanıldığının ispatı gerekir. Bunların belgelenip davanın devamı için belirleyici olmaktadır.
Ticari amaçla kullanılan aracın, kullanım amacı belirlenmelidir. Aracın hangi amaçla kullanıldığı, kazanç miktarı, aracın yokluğu durumunda ortaya çıkabilecek zarar miktarının belirlenmesi gerekir. Aracın kazancı ispatlanabiliyorsa bu miktarlar esas alınacakken, bu kazanç ispatlanamazsa mahkeme benzer durumdaki araçların kazanç miktarını tespit edecek ve buna göre hakkaniyet ölçüsünde karar verecektir. Mahkeme bu kazancı belirlerken meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yardım alacaktır.
Aracın sağladığı gelir tespiti yapılırken, aracın işletilmesi durumunda ortaya çıkan giderinde tespit edilmesi gerekir. Bir araç işletilme halinde sırf kazanç elde etmemekte, mutlak şekilde giderleri de bulunmaktadır. Bunun tespiti hakkaniyet açısından önemlidir.
Mahkeme gerekli bilgi ve belgeleri topladıktan sonra bu konuda bilirkişi raporu alacaktır. Bu rapora göre kendi hukuki bilgi ve becerisine göre hüküm kuracaktır.
KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
17. Hukuk Dairesi 2014/11131 E. 2014/10018 K. (Mahkemesi: Asliye Hukuk Mahkemesi)
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde açılan maddi tazminat istemine ilişindir. Davacı vekili, kaza sonucu müvekkiline ait belediye otobüsünün tamir süresince yolcu taşımacılığında kullanılmaması nedeniyle meydana gelen kazanç kaybı zararının davalıdan tazminini istemiştir.
Davacı idare görevlileri tarafından düzenlenen hasar saptama komisyon raporuda dosyaya ibraz edilmiştir. Kazanç kaybının belirlenmesi için, aracın modeli, özellikleri, güzergahı ve günlük sefer sayılı ile bir seferde ya da bir günde elde edilen net kazancının tespit edilmesi net kazançtan araç için yapılması zorunlu yakıt bakım, amortisman gideri gibi giderlerin mahsup edilmesi ve bakiye kısmın davalı taraftan tazmini cihetine gidilmesi gerekmektedir. Davacı idareden aracın günlük sefer sayısı her seferde elde edilen kazanç ve zorunlu giderlere ilişkin belge ve bilgiler getirtilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın modeli, özelliklerine göre günlük sefer sayılı, çalışma süresi ihtimale dayalı olarak belirlenmiş, bir seferde edinilen kazanç miktarı, davacı tarafça sunulan hasar saptama komisyon kararında bildirilen meblağ üzerinden hesaplanmış, zorunlu giderlerin mahsubu yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, davacı idareden davaya konu kazaya karışan aracın, kaza tarihinden öncesine ait günlük sefer sayısını, güzergahını, günlük kazancını ve 1 seferde ya da günde davacı tarafça yapılması gereken yakıt, bakım, amortisman gideri gibi zorunlu giderlerini gösteren belge ve bilgilerin istenilmesi, daha sonra önceki raporu düzenleyen bilirkişiden bu belge ve bilgilerde birlikte değerlendirilerek tüm dosya kapsamına göre davacının iddiaları davalının savunması ve rapora itirazları davacı idareye ait aracın modeli, olay tarihindeki yaşı, özellikleri de gözönünde bulundurularak makul onarım süresi ile bu sürede davacı tarafın uğradığı net kazanç kaybının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
17. Hukuk Dairesi 2009/9349 E. , 2010/3493 K. (Mahkemesi: Asliye Hukuk Mahkemesi)
Davacı tarafa ait “oto kurtarıcı” niteliğindeki aracın kazanç kaybının belirlenmesi yönünden, mahkemece gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan yetersiz ve eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur.
Şöyle ki; bilirkişi raporunda kaza tarihi ile sigortaca yapılan ödeme tarihleri arasında geçen 46 günlük sürenin kazanç kaybı zararı yönünden dikkate alınması doğru olmadığı gibi, belirlenen günlük kazanç hesabı da somut bilgi ve belgelere dayanmamaktadır.
O halde; mahkemece, davacı tarafa ait aracın kazanç kaybına esas olacak “tamir süresinin” belirlenebilmesi yönünden, kaza ile ilgili tüm hasar dosyasının bulunduğu yerden getirtilmesi, Esnaf Sanatkarlar veya Şoförler Odası (Cemiyeti) gibi meslek kuruluşlarından bu nitelikteki bir aracın kaza tarihi itibariyle (sürücü-yardımcı ücretleri, yakıt, bakım v.s. masraf ve amortisman giderleri düşüldükten sonra) günlük ve aylık ortalama net kazancının sorulması ve alınacak cevabın dosya içerisine konulması, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının getirtilmesi ve dosyada mevcut 07.1.2008 tarihli Vergi Dairesi yazısı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere, dosyanın HUMK.nun 275.maddesi uyarınca, makine mühendisi ve hesap uzmanının da (mali müşavir gibi) içlerinde bulunduğu yeni bir bilirkişi kuruluna tevdii ile davacı tarafın “kazanç kaybından kaynaklanan gerçek zararının” belirlenmesi, ondan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre; Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ve bir aylık (30 gün) kazanç miktarının 9.000,00 TL.olduğunu belirterek kazanç kaybı tazminatı talep etmiştir.
Bu durumda, davacı tarafın bir aylık kazanç kaybı bedelini talep ettiği açık olup, buna göre, bir aylık kazanç kaybı zararına hükmedilmesi gerekirken, 46 gün üzerinden hesaplanmış olan kazanç kaybı tazminatına karar verilerek HUMK.nun 74.maddesine aykırı olarak ve talep aşılarak yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetli olmamıştır.
17. Hukuk Dairesi 2017/5631 E. , 2018/4390 K. (Mahkemesi: Asliye Hukuk Mahkemesi)
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, ileri sürülüşe göre davanın ev başkanı sıfatıyla açılmış olmasına göre davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle değer kaybı, ikame araç bedeli ve hasar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen 02.04.2014 tarihli bilirkişi raporu içeriğine göre 500,00 TL değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması Dairemiz ilkelerine uygun değildir.
Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmaktadır. Hükme esas alınan raporda bu kritere göre hesaplama yapılmadığı anlaşılmakla, dosyadaki fotoğraflar, kaza tespit tutanağı ve tüm belgeler incelenerek, aracın modeli, yaşı, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre değer kaybının tespiti için yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı … zarara neden olan davalı …’a ait aracın trafik sigortacısıdır. … genel şartları hükümlerine göre davalı … gerçek zarar kapsamında olmayan dolaylı zararlardan sayılan ikame araç bedelinden sorumlu değildir. Davacıya ait aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen ikame araç bedeli (iş kaybı bedeli) zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kaldığından, davalı sigortanın sorumlu tutulması isabetli değildir.
TRAFİK KAZALARINDA KAZANÇ KAYBI
Av.Ali Bayram YILDIRIM
Sosyal Medyada Paylaş
Geri bildirim: Trafik Kazası Sebebiyle Tazminat - Avukat Ali Bayram Yıldırım
Geri bildirim: ARAÇ DEĞER KAYBI - Avukat Ali Bayram Yıldırım