Terk Sebebiyle Boşanma
Terk Sebebiyle Boşanma
Terk, genel anlamıyla eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak hayata son vermesidir. Basit anlaşmazlıklar, kısa süreli ve ortak hayatı son vermeye yönelik olmayan ayrılıklar terk sayılmaz. Terk sebebi özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Bunun anlamı kısaca; terk sebebine dayalı boşanmaya karar verilmesi için kanundaki özel sebeplerin sağlanmış olması aranır(özel sebep), aynı zamanda terkin varlığının ispatlanması halinde boşanma kararı verilmesini zorunludur(mutlak).
Terkin Şartları
Eşlerden Birinin Ortak Konutu Terk Etmesi, Ortak Konuttan Ayrılması Gerekir.
Terk Sebebiyle Boşanma davası açılabilmesi için gerekli olan şartların başında, terk eyleminin varlığıdır. Taraflardan birinin ortak konutu terk etmesi veya terk anlamına gelecek davranışları söz konusu değilse, terk sebebiyle boşanma davası açılması mümkün değildir. Terk için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir.Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için gerekli olan şartların başında, terk eyleminin varlığıdır. Taraflardan birinin ortak konutu terk etmesi veya terk anlamına gelecek davranışları söz konusu değilse, terk sebebiyle boşanma davası açılması mümkün değildir. Terk için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir.
- Eşlerden biri, ortak konutu evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemek maksadıyla terk etmiş olması gerekir. Türk Medeni Kanunu 164. Maddesinin 1. Fıkrasında, açıkça bu hususu aramıştır. Eşin amacı evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacı dışındaki bir sebeple ortak konutu terk ederse, terk sebebi gerçekleşmiş olmaz. Bu terk sayılmama hali, haklı bir sebeple olmuş olabileceği gibi diğer eşin ortak konuta almaması şeklinde de olabilir. Eşin askerlik, eğitim, yurt içi veya yurt dışı görevlendirme, mesleği gereği kurslara katılma eylmeleri terk sayılmaz(Kılıçoğlu, 4. Bası, S.164).
- Terk fiilinin gerçekleşmesinin bir diğer şartı ise terkin haklı sebebe dayanmaması gerekir. Terk haklı bir sebebe dayanıyorsa eğer, bu durumda terk gerçekleşmiş olmaz. Diğer eşin konutun sağlanmamış olması, ortak konutun hiç olmaması, eşi tarafından şiddete maruz kalıyor olması gibi hallerde terk haklı sebebe dayanacağından, terk gerçekleşmiş olmaz.
- Ortak konuttan ayrılan eşin geri dönmek istemiş olmasına rağmen, diğer eş tarafından bunun engellenmemiş olması gerekir. aksi halin varlığı halinde terk gerçekleşmiş sayılmaz. İlk başta terk fiili olarak değerlendirilen bu durum, sonradan diğer eşin ortak konuta almaması, engellemesi halinde ortadan kalkabilir.
Terk Fiilin En Az 6 Ay Sürmüş Olması Gerekir
Terk için gereken süre eski Medeni Kanumuzda 3 ay iken, Yeni 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için terk fiilinin asgari 6 aylık süre öngörmüştür. 6 aylık süre dolmadan terk eden eş konuta dönerse, diğer eşin terk sebebiyle boşanma davası açması mümkün olmayacaktır. Ortak konuttan kısa süreli ayrılıklar terk olarak sayılamadığı gibi, terk süresi için ortak konuta dönüş amacı taşımayan kısa süreli geri dönüşlerde, terk için öngörülen 6 aylık sürenini kesilmesine yol açmaz. 6 aylık süre geçtikten sonra davanın açılması her zaman mümkündür. Bu kanunen konulmuş ve terk sayılması için gerekli asgari süredir.
Terk Eden Eşe Hakim ve Noter Yoluyla Eve Dönmesi Konusunda İhtarda Bulunulmuş Olması Gerekir
- Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için terk eden eşe, hakim veya noter kanalıyla 2 ay içerisinde ortak konuta dönmesi konusunda ihtarat yapılması gerekir ancak kanun, terk sebebiyle ortak konuta dönüş ihtarının yapılabilmesini de, terkin gerçekleşmesinin üzerinden asgari 4 ayın geçmiş olmasına bağlamıştır. Yine terk süresi 4 ayı geçtikten sonra her zaman bu ihtaratın yapılması için başvurulabilir. Yani burada yer alan süreyi, 4. Ay mutlaka terk ihtarı yapılmalıdır olarak anlamamak gerekir. Kanunda yer alan bu süre geçtikten sonra, terk devam ettiği sürece, hakime veya notere başvurup ortak konuta dönülmesi konusunda ihtar yapılabilir. Bu terk ihtarında da 2 ay içerisinde ortak konuta dönülmesi konusunda ihtarat yapılır. Bu ihtarda ortak konuta dönmesi gerektiği aksi halde dönmemesinin sonuçları karşı tarafa iletilir. Hakim veya noter esası incelemeksizin doğrudan bu ihtarı gönderir ancak eve dönüş masrafları ve parasını belirtebilir. Terk eden eşe verilecek 2 aylık sürenin başlangıç tarihi, tebliğ tarihinden veya para belirlenmişse bu paranın alındığı tarihten itibaren başlar. Yargıtay görüşü de bu yöndedir.
- Yargıtay 2. H.D. 4031/4236 E/K sayılı kararı ile; öte yandan, mahkemece kabul edildiği gibi bu bir (Yeni TMK’da 2 aylık süre) aylık sürenin başlangıcı ise, ihtar kararının davalıya tebliği tarihinden başlar. Ancak, ihtar kararında davet edilen eş içinde nakil masraflarını karşılayacak yol parası öngörülmüş ve bu paranın da davalı tarafından tebliği tarihinden sonra alındığı gerçekleşmiş ise bir aylık sürenin başangıç tarihi paranın alındığı veya davalı tarafından paranın alınmasından imtina edildiği tarihtir (Hukuk Genel Kurulu, 20.1.1988 gün ve 587/41).
- Terk şartlarının hepsi birlikte gerçekleşmiş olursa, hakim, mutlak boşanma sebeplerinden olan terk sebebiyle boşanma yönünde karar vermek zorundadır. Bu şartların varlığı evliliğin temelinden sarsılmış olduğunu gösterir. Hakim bunun araştırmasını yapmaz sadece şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol eder.
- Terk sebebiyle boşanma davası açılmasında görevli mahkeme 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. Maddesine göre aile mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 167. Maddesi gereğince “… eşlerden birinin yerleşim yeri veya davdan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir”.
TERK SEBEBİYLE BOŞANMA DAVALARI ÖZEL ŞARTLAR VE USULLER GEREKTİRDİĞİNDEN HAK KAYBINA UĞRAMAMAK ADINA, KONUYLA İLGİLİ AYRINTILI BİLGİ ALMAK İÇİN BİR AVUKATLA İLETİŞİME GEÇMENİZİ ÖNERİRİZ.
Av.Ali Bayram YILDIRIM