Evlenme Ehliyeti
Evlilik karşıt cinslerde iki kişinin ortak bir hayatı sürdürmek amacıyla bir araya geldikleri, hukuki bir müessese olarak karşımıza çıkmaktadadır. Bu evliliğin hukuka uygun şekilde yapılabilmesi için kişinin herşeyden önce evlenme ehliyeti ne sahip olması gerekir.
Kişinin Evlenme Yaşına Gelmiş Olması Gerekir
Olağan Evlenme Yaşı
TMK:124 olağan evlenme yaşını 17 yaşın doldurulması olarak belirlemiştir. 17 yaşın doldurulması 18. Yaşa girilmesi, 18. Yaştan gün alınması demektir. Örneğin 1 Ocak 2000’de doğan bir kişi 1 Ocak 2001’de 1. Yaşını doldurmuş ve 2. Yaşından gün almış demektir. Aynı mantıkla 1 Ocak 2017’de 17 yaşını doldurmuş ve 18. Yaşından gün olmaya başlamış demektir. Medeni Kanunumuzun 11. Maddesinde yer alan erginlik yaşından farklı bir düzenlemedir. Erginlik için kural olarak 18 yaşın doldurulması aranır. Yani kişi henüz ergin olmadan olağan evlenme yaşına gelmiş, evlenme ehliyetine sahip olacaktır. Bu süreçte evlenmesi halinde TMK:11/2 gereği yasal olarak erginlik kazanacaktır.
Kişi, 17 yaşını doldurması halinde artık herhangi bir sınırlama, izin ve kısıtlamaya maruz kalmaksızın evlenebilir. Bu yaş sınırlaması eski Medeni Kanunumuzdan farklı olarak hem erkek hem de kadın için 17 yaşın doldurulması şeklinde belirlenmiştir. Eski Medeni Kanunumuz bunu kadınlar için 15 yaşın, erkekler için ise 18 yaşın doldurulması olarak aramıştır.
Olağanüstü Evlenme Yaşı
Türk Medeni Kanunu 124/2’ye göre “hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir” demek suretiyle, olağan evlenme yaşına istisnai bir hal getirmiştir. Kanun koyucu bu istisnai hali getirirken, doğrudan bir kural belirlememiş ve uygulamada karşılaşılacak durumlara göre olağanüstü halin takdirini derdest olan davaya bakan hakimin takdirine bırakmıştır. Hakimin bu hükmü uygulayabilmesi için;
1.Kişinin 16 Yaşını Doldurmuş Olması Gerekir
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız kurallar çerçevesinde evlenmesine izin verilecek kişinin 16 yaşını doldurmuş olması gerekir. Kişinin 16 yaşını doldurmamış olması halinde, hangi sebeple olursa olsun evlenme ehliyeti olamayacağından, evlenmeye izin verilmesinin imkanı yoktur. Bu ön şartın mutlaka olması gerekir. Hakimin takdir hakkı söz konusu değildir
2.Olağanüstü Durumlarda ve Pek Önemli Bir Sebebin Olması Gerekir
16 yaşını doldurmuş bir kimsenin evlenmesine izin verilebilmesi için, sadece yaş unsurunun gerçekleşmesi aranmaz. Bunun yanında olağanüstü bir sebebin olması gerekir. Evlenme ehliyeti yönünden olağanüstü sebebin neler olduğu kanunda belirtilmemiştir. Buna genel olarak cinsel ilişki sonucunda hamileliğin meydana gelmesi, bir araya gelen şahısların yetiştikleri çevre itibariyle evlenmemeleri zarara uğrama ihtimalini doğuracaksa vs. hallerde olağanüstü halin var olduğu kabul edilebilir
3.Olanak Bulundukça Evlenme Ehliyeti İzni Kararından Önce Ana ve Baba veya Vasinin Dinlenmesi Gerekir.
Kanun koyucu, olağanüstü evlenme yaşından dolayı diğer şartlarında varlığı halinde nir üçüncü şartında daha sağlanması gerektiğini belirtmiştir. TMK:124/2-2. Cümle gereğince, olanak varsa izin alınacak kişinin ana, baba veya varsa vasinin dinlenmesi gerektiği belirtmiştir. Kanun koyucu bu dinlemenin ancak olanaklar elverdiğinde olması gerektiğini belirtimiştir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere bu kişilerin nerede olduğunun bilinmemesi, bulunamaması halleriyle karşılaşılabilir. Bu durumda mahkeme dinlemeksizin karar verebilir. Yine önemli bir noktaya değinmekte fayda vardır. Kanun bu kişilerin dinlenmesini aramakla birlikte, izin alınmasını aramamaktadır. Olanak varsa bu kişiler dinlenir ancak bu kişilerin rızaları olmasa bile, olağanüstü evlenme yaşının diğer şartları mevcutsa, hakim bu konuda izin verebilir
Ayırt Etme Gücünün Olması Gerekir
TMK:125 – Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. Ayırt etme gücü, kişinin doğruyu yanlıştan ayırabilme, yaptığı işlemlerin sonuçlarını öngörebilme yetisi olarak tanımlanabilir. Kanun, ayırt etme gücünün evlilik üzerindeki etkisini hükümsüzlük olarak görmüştür. Ayırt etme gücünün geçici kaybında kişinin evliliği için nispi butlan hükümlerinin uygulanması söz konusu olabilecekken, sürekli ayırt etme gücünden yoksun halinde ise mutlak butlan halin söz konusu olur. Evlenme iradesi sakatta olsa varsa, nispi veya mutlak butlan hali söz konusu olup evliliğin hükümsüzlüğü karar altına alınmazdan önce geçerli bir evliliğin sonuçlarını doğurur. Bunların dışında hiç irade yoksa, evlilik sahte şekilde yapılmışsa, evliliğe ilişkin irade beyanı açıklanmamışsa, nikah memuru önünde yapılmamışsa, taraflar aynı cinsiyettense bu durumlarda evlilik hiç gerçekleşmemiş olacağından, evliliğin butlanı değil, yokluğun tespitinin yapılması istenecektir. Bu sebeple ayırt etme gücü bulunmayanın evlenme ehliyeti yoktur.
Yasal Temsilcinin İzninin Arandığı Hallerde Bu İznin Alınmış Olması Gerekir
Tam ehliyetli kimse, yasal olarak reşit olan kimse olacağından bu kişinin herhangi bir kişiden evlilik için izin almasına gerek yoktur. Bu kimselerin evlenme ehliyeti tamdır. TMK:11’de yer alan erginlik şartlarını sağlayan kişi bu bağlamda tam ehliyetli sayılır. Tam ehliyet TMK:11’e göre kazanılan ehliyettir. Ayırtetme gücüne sahip, kısıtlı olmayan ve 18 yaşını dolduran kişi kanunen tam ehliyetlidir.
Tam ehliyetsizler yasal temsilci izni veya mahkeme kararıyla evlenemezler.
“TMK:126 Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez” demek suretiyle 18 yaşını doldurmamış kişilerin, yani kanunen küçük sayılan kişilerin evlenmelerinin ancak yasal temsilcinin izniyle olabileceğini belirtmiştir. Yani 17 yaşını dolduran kişi olağan evlenme yaşını tamamlamış olsa da, kanunen yasal temsilcisinin izni olmaksızın evlenemez. Yasal temsilci velayet altında olan çocuk için anne ve baba, vesayet altında ise vasidir.
Burada açıkça izin verilmesi aranmıştır. Bu izin TMK:136 kapsamında resmi şekil şartına bağlanmıştır. Buna göre izin ancak, yasal temsilcinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesi sunması halinde mümkün olacaktır. Bir evraka resmiyet kazandırma ve onaylama yetkisi noterlere aittir.
Rızanın evlenmeden önce alınması gerekir. Bu rıza alınmadan yapılacak evlilik nispi butlanla sakat olur. Ancak TMK:153 kişi sonradan kısıtlı olmaktan çıkar, 18 yaşını doldurmak suretiyle ergin olur veya karı gebe kalırsa artık evliliğin iptali söz konusu olmayacaktır.
“TMK:127 Kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez” hükmünü getirmiştir. Kişinin ergin olmasına rağmen vesayet veya velayet altında olması hallerinde de yasal temsilcinin rızasını alması gerekir. Rızanın alınmasına ilişkin şartlar küçüğe ilişkin açıklamalarla aynıdır.
Madde 128- Hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir.
TMK’nın bu hükmü gereğince, haklı bir sebep olmadan izin vermeyen yasal temsilcinin bu tavrına karşı hakimden izin verilmesi yönünde talepte bulunulabilir. Bu durumda hakim yasal temsilciyi dinleyecek ve rıza vermemesinin sebebini araştıracaktır. Rızanın verilip verilmemesi hususunda takdir hakimindir. Mahkemeye başvuru hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanılması söz konusu olduğundan doğrudan küçük veya kısıtlının kendisine aittir.
Bu hususlarda hakim izninin gerekli olduğu hallerde görevli ve yetkili mahkeme, talepte bulunanın yerleşim yeri aile mahkemesidir.
KONUYLA İLGİLİ BAZI YARGITAY KARARLARI
YASAL İZİN TALEBİNDE GÖREVLİ MAHKEME AİLE MAHKEMESİDİR
16 YAŞINI DOLDURMAMIŞ KİŞİYE EVLENME EHLİYETİ İZNİ VERİLEMEZ
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2004/16808 K. 2005/2507
ÖZET : Evlenmeye izin davalarında aile mahkemesi görevlidir. Hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba ve vasi dinlenir
Dosyada mevcut nüfus kaydından evlenmesine izin verilmesi istenilen Saniye’nin dava ve hüküm tarihinde onaltı yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinin birinci bendinde, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin aile mahkemelerinde görülmesi öngörülmüştür.
Mahkemece, anılan hüküm uyarınca evlenmeye izin davalarında aile mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak resen dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Kabule göre ise;
1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 124. maddesinin 2. fıkrası ile “Ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba ve vasi dinlenir.” hükmü getirilmiştir.
Dosyada mevcut nüfus kaydından evlenmesine izin verilmesi istenilen 11.09.1987 doğumlu Saniye’nin dava ve hüküm tarihinde onaltı yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, onaltı yaşını doldurmamış olan küçüğün evlenmesine izin verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2013/1985 E. , 2013/6235 K.
Dava, TMK.’nın 124/II. Maddesi uyarınca evlenmeye izin istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesince, 6100 sayılı HMK’nun 382/2-b-1. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işlerinden biri olan, henüz evlenme yaşında olmayanların evlenmesine izin verme davasına bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlığın TMK’nun ikinci kitabında düzenlenmiş olması nedeniyle, Aile Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile “ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir” hükmüne yer verilmiş, 787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usüllerine Dair Yasaya 5133 Sayılı Yasa ile eklenen 4/2. maddesinde ise, “22.11.2001 tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin” Aile Mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır.
Sonuç
Somut olayda, dava tarihinde 18 yaşından küçük Yakup Birinci’nin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi gereğince, evlenme izni verilmesi istemine ilişkin davanın, 4721 sayılı TMK.nun Aile Hukuku ile ilgili 2.nci kitabın,
2.nci kısmı, 1.nci bölümü ve 2.nci ayırımında yer aldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, 6100 sayılı HMK ‘nın 383 ve Türk Medeni Kanunu’nun 124.maddeleri ile 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanun’un 4. maddesi göre, uyuşmazlığın Akyazı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Sosyal Medyada Paylaş
Sosya Medya Hesaplarımız